Gelişmiş Batı ülkelerinin 18. yüzyılın ortalarından beri araştırılıp değerlendirilen mağaralar, Türkiye’de çok eskiye dayanmasa da 1970’li yıllardan sonra araştırılıp başta turizm olmak üzere çeşitli ekonomik ve sosyal amaçlarla kullanılır. Türkiye’de yakın dönemde turizme açılan 14 mağaradan biri de Keloğlan Mağarası’dır.
Keloğlan Mağarası
Keloğlan ini Mağarası olarak da bilinen Mağara, Denizli İline 60 kilometre uzaklıkta Acıpayam İlçesinin 18 kilometre doğusunda Dodurgalar Kasabasının 3 kilometre batısındaki Mallı Dağın yamacında yer alır. Mağaranın uzunluğu yaklaşık olarak 145 metre olduğu bilinir. Keloğlan Mağarası Batı Anadolu ve Ege Bölgesi’ni Akdeniz’e bağlayan Denizli-Antalya Karayoluna çok yakın bir konumda yer alır.
Konumundan dolayı ulaşımı çok kolay olan mağaraya özellikle yaz aylarında bu yolu kullanan tatil severlerin rotalarına ekledikleri görülür. Keloğlan Mağarası’nın bu kadar çok rağbet görmesinin bir diğer nedeni ise mağaraya ismini veren efsanesidir.
Kel Çoban Efsanesi
O dönemler bölgeye çobanlık yapmak için giden bir genç, bir kıza aşık olur. Kızı istemeye gider ancak kel olduğu gerekçesiyle sevdiğine kavuşamaz. Sevdiğine kavuşamayan genç çoban kendini dağlara vurur. Bir mağaraya girer ve gün boyu dolaşıp yorulduğu için yorgunluktan uykuya dalan genç, uyandığında saçlarının çıktığını görür.
Köyüne dönüp aşık olduğu kızla evlenir. O günden sonra mağaraya “Keloğlan” adı verilir. Efsaneyi duyan, saç ve sakal ile alakalı problemi olan insanlar bu mağarayı ziyaret eder. Mağaranın sadece saçlarla alakalı faydası olmakla kalmayıp mağaranın içindeki sıcaklık ve nem sayesinde astım bronşit gibi hastalıkların tedavisinde de kullanılır.
Türkiye’deki En iyi Mağaralardan Biridir
Türkiye’nin en görkemli mağaralarından biri olan Keloğlan Mağarası Denizli coğrafyasının yeryüzü şekillerini yansıtır. İçerisinde çok fazla sarkıt ve dikit bulunur. Damlataşları, makarna tipine benzer sarkıtlar ve daha birçok sahip olduğu doğal güzellikler, mağaranın doğal turizm açısından değerini bir hayli önemli kılar. Mağara büyük bir girişe sahiptir. Çok sayıda odacıkları bulunan mağaranın, iç sıcaklığı yılın her döneminde 32 derece olurken mutlak nem oranı ise %65 olarak sabit kalır.
Mağarada binlerce yılda oluşmuş olan çeşitli şekiller, tavandan damlayan sulardan meydana gelen muhteşem görünümüyle ziyaretçileri büyüleyen sarkıt ve dikitler, sütunlar, travertenler, görülmeye değer niteliktedir. Giriş kısmında küçük bir bölümde yarasa kolonisi de bulunur. Mağaranın içerisi geniş olduğundan güzel bir aydınlatma sistemi kullanılır. Gün boyu kamerayla izlenen Keloğlan Mağarası, düşme, sakatlanma gibi herhangi bir olumsuz durum için sağlık ekiplerini bekletir.
Mağaranın içerisindeki sıcaklıktan bunalan ziyaretçilerin tercih ettiği yer Karadağ’ın etekleri olur. Doğa güzelliklerini keşfetmek adına gidilen Karadağ Bölgesinde birçok farklı bitki ve hayvanlarla karşılaşılır. Mağara gezisi sonrasında yorgunluğunuzu atabilmeniz için konforlu ve iyi durumda olan tesisler vardır. Mağara gezisi ve Karadağ turu yapıldıktan sonra çay içilecek hatta kahvaltı yapılacak muhteşem manzaralı işletmeler bulunur. Doğa manzarası karşısında çay içebilmek dostlarınızla biraz sohbet molası vermek bütün yorgunluğunuzu alacaktır.